“Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır"
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hala malum konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu...
"Rendekar doğru mu söylüyor?
Düşünüyorum, öylese varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir
sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı
düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim
için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim
kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor.
Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öylese
gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum."
Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapandı. az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi:
"Dünya bir düştür. Evet, dünya.. Ah! Evet, dünya bir masaldır."